GİDENE HİTABEN

Bugün üzücü iki haber aldım, ikisi de ölüm üzerineydi; biri yaşlı, biri gençti. Durdum ve düşündüm. Beni korkutan ölüm müydü neydi diye. Hayır değildi, ölümden korkmuyordum, ölümün ardında bıraktıklarından korkuyordum. Düşündüm biraz daha;  evleneli daha 1 yıl olmamış "yârim, sevdiğim" diye seven bir adamın acısını düşündüm. Eşine yazdığı son yazısını okudum, veda ederken de aynı cümleleri söylüyordu ona yalnız tek farkla: "yârim, sevdiğim'i kaybettim"... Diğer yandan da anneyi kaybetmek ve çevrendeki herkesin gittikçe azalması, kolay şeyler değildi. Hep deriz geride kalanlara uzun ömür versin diye ama o uzun ömür onlarsız kim bilir nasıl geçecek bunu düşünmeyiz. En başta da dediğim gibi ölüm korkunç değildi benim için, beni korkutan ardında bıraktığı hayatlar, yakıp yıktığı kaleler... Ölüm olmasın mı? Olsun elbet, ama sevdiklerimizle aynı anda ölemez miyiz? 
                                                                                                                 Büşra ÖNDAR 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

29 EKİM'E ÖZEL / ATATÜRK ÇİÇEĞİ (POİNSETTİA)

EN İYİ MASKARA OLABİLİRSİN: THE BALM MAD LASH BLACK MASCARA

TIRNAK BAKIMININ EN GÜZEL PARÇALARI: FLORMAR NAİL CARE SERİSİ