BİR PAZAR GÜNÜ SEVİNCİ

Her pazarınız bu manzara gibi olsun.
İzmir'den mutlu bir pazara merhaba diyorum sizinle. Burada bugün hava çok neşeli, tam benim sevebileceğim durumda: hafif serin ve ama güneş var, doyasıya gez, yürü havası. Kimimiz akşam işten dönünce rahat rahat televizyon izleyip daha sonra yatmadan bir kitap okuyarak uyudu ve pazar sabahına huzurlu uyandı. Şuanda belki kahve veya çay keyfi yapıyor. Yada evli ve çocuklu ise sabah erkenden kalkıp kahvaltıya doğa ile iç içe olan bir yere gitti ve şuanda o yerde yürüyüş yapıyor, çocuklarını eğlendirmeye çalışıyor. Fakat dönüşte onları yoğun bir kozmopolit şehir trafiği bekliyor daha henüz anın tadını çıkartmakta, hiçbir şeyden haberi yok. Kimimiz cumartesi gecesi hengamesinden çıkmış henüz uyanamadı, uyandıysa başı şuanda çok feci çatlıyor veya daha "afyonu patlamadı.", bir yandan çok içtiği için kendine kızıp bir yandan da bol tekno müzikli eğlencenin tadını çıkardığı için mutlu, bir de keşke ilerleyen saatlerde oynayış şeklinin absürtleştiği için kendinden utanıyor. Birazdan kahvaltısını yapacak ve akşamüstü tekrardan dışarı çıkacak, çünkü bol saatli "kafelerde" oturması lazım, kadınlar için ise alışveriş sanırım en makul olanı olacak fakat alışveriş sırasında kabinlerin bir türlü boşalmamasından, mağazalardaki insan yoğunluğundan oradaki her kadın gibi dert yanacak. Akşam eve döndüğünde ise beyin ve beden yorulmuş amma velakin alışverişini de indirimden yaptığı için aşırı mutlu. Kimimiz sabahın en erken saatlerinde uyanıp sporunu yaptı ve içini şehirdeki "temiz havayla" doldurdu, eve gelince de kahvaltısını geçiştirip, yarınki toplantısı veya iş dosyaları için laptopının( dizüstü bilgisayar değil) başına geçip, biraz da sosyal medyada gezinecek. Laptopın başında iken de -erkekler için- biraz kaçamak yapması gerekecek daha sonra en yakın arkadaşına bu durumları anlatıp hava atması gerekecek. E bir de afilli bir fotoğraf koydun mu da onun için pazar görevi tamamlanmış olacak. Kadınlar içinse bolca internet dedikodusu öğrenmek isteyip, bolca hoşlandığı adamın beğenenlerine bakması gerekecek. Onunla konuşmanın bir yolunu bulmaya çalışacak, belki yer etiketlemelerinden nerede olduğunu bulup en yakın arkadaşını da kapıp o mekana gidecek. Tabii ki en tarz kıyafeti, en yapılı ama doğal saçlarıyla. Kimimiz ise büyük ailesiyle oturma odasında şuanda televizyon izliyor, öğlen kuşağı haberlerini çekiştiriyor, ninesi veya dedesiyle 1930-1940'ların nasıl olduğunu konuşuyor yada onların bol bol eleştirisine, isteklerine maruz kalıyor: şu saçı sakalı kes oğlum, annene hiç yardım etmiyorsun kızım, benim ilaçlarımı getirsene... Eğer o gün mutlu uyanmışlarsa evin en büyükleri size biraz harçlık verip gününüzün geri kalanının güzel geçmesini sağlayabilirler.
Ve bunun gibi birçok insan, birçok çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek... Nice pazarlara uyanacağı günler olacak, fakat her pazar gönlünün istediği gibi olsun. Sizi mutlu edecekse ufak tefek değişiklikler her zaman iyidir. Değişmekten, gelişmekten mutlu olmaktan vazgeçmemek dileğiyle. Bol sevinçli pazarlar.
                                                                                                  Büşra ÖNDAR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

29 EKİM'E ÖZEL / ATATÜRK ÇİÇEĞİ (POİNSETTİA)

EN İYİ MASKARA OLABİLİRSİN: THE BALM MAD LASH BLACK MASCARA

TIRNAK BAKIMININ EN GÜZEL PARÇALARI: FLORMAR NAİL CARE SERİSİ