Büşra'nın Aynası

      Biliyorsunuz ki 2020 yılı, tüm dünya için yaşamımızı sorguladığımız, alışkanlıklarımızı değiştirdiğimiz, bir şeyleri zorla yaptığımız bir yıl oldu. Dünya bir virüsle uğraşırken aslında o virüs, insanlığa gelmiş bir uyarı olduğunu gördü. Belki de uyarılar hep vardı. Gezegenimiz sürdürülebilir olmaktan ziyade daha çok sona yaklaşıyor. Doğa belki de insanlığın artık bilinçsiz tüketiminin durmasını istiyor. Pandemi dönemi sadece o "uyarılar"dan bir tanesi... Tüm bu yaşananlar ışığında WWF (World Wide Fund for Nature) -Dünya Doğayı Koruma Vakfı- bizlere 2020 yılının son Yaşayan Gezegen Raporu'nu sundu. Bu rapor, dünyanın şu zamana kadar geldiği son noktayı acı gerçekleriyle önümüze seriyor. Ben de sizlere o rapordan önemli kesitler sunarak bizlerin farkındalığını artırmayı sağlamak istiyorum.      Raporun başında şu cümleler yer alıyor. "Doğa, dünyanın her köşesinde milyonlarca yıldır tanık olmadığımız bir hızla kayboluyor. Gıda ve enerji üretme ve tü...

O  Gözlere baktığında                                           gördüğün ışıklar  Bir balon gibi                söndüğünde   Anlarsın aslında                  yalnız olduğunu   Gerçekte inememişsindir                  onun derinine   Diplerde yaşayan                  sen   Sığ sularda                  boğulduğunu hissedersin  Kendini mutlu etmek                  en zor şeymiş gibi   Değildir; gerçek şu ki                 sen...

sıcaklığınla tüm güneşi doldurursun içime. Kapanır ışıklarım sen gidince, zaman akıp gitmez bir türlü. Sevemem hiçbir şeyi sensiz. En ufak bir sıcaklık hissettirmez bu şehir bende. Sararır yapraklar sen gidince, arkanı döndüğünde bana, imkanı yok bilemezsin nasıl acı verdiğini... Peki ya gülünce? Sen bana gülünce kuşlar uçuşur etrafımda, dağlarda bir esinti, bırak ışığı, sıcaklığınla tüm güneşi doldurursun içime. Bir bakışın yeterli her şeye umutla bakmama, bana bakışında tüm dünyanın huzuru içimde, aşkın, sevgin, güvenin, umudun, huzurun hepsi benimle, sen bendeyken. Bir kaç dakikayla, birkaç saniyeyle dahi olsa. 

Önceleri bunlara dikkat etmesem de artık vegan/cruelty free ( hayvan deneyi olmayan) ürünleri almaya ve kullanmaya dikkat ediyorum. Sizlere de yardımcı olmak adına ve bu ürünleri kullanmaya teşvik etmek adına bir liste oluşturdum, geniş çaplı bir liste değil, o yüzden siz de yorumlarda bildiğiniz ürünlerin isimlerini yazıp beni ve herkesi aydınlatabilirsiniz. Şunu da unutmayın lütfen günümüzde hayvanlara eziyet, işkence, istismar edilince vicdanı sızlayan, isyan eden, ağlayan, üzülen bizler, hayvan deneylerinin kullanıldığı ürünleri de kullanmamaya özen göstermeliyiz. Gözümün görmemiş olması, kulağımızın duymamış olması şart değil diye düşünüyorum. Aşağıda belirttiğim ürünlerin satıldığı mağazalar veya marketler yaşadığınız yerde bulunmuyor ise ve özellikle aradığınız bir ürün var ise bu linkten ulaşabilirsiniz. Belirttiğim site yüzde yüz vegan değil, o yüzden sertifikalarına bakmanızı öneririm. Gelelim ürünlere... Kişisel Temizlik-Kozmetik-Hijyen Diş Macunu HİMALAYA...

Bırakıp gitmek istersin öylece. Bir şeyler düşündüğünde Ya da bir şeylerden medet umduğunda, İsteğin şey olmazsa eğer Yakar kavurursun kendini Nedenini bilemediğin bir şeyi Bir anda bitsin istersin bu geçişi Artık gelmez elinden ne gelecekse İstemezsin gönlünden kim sevecekse Bırakıp gitmek istersin öylece, böylece.                                                        Büşra ÖNDAR Bırakıp gitmek istersin böylece.

          İnsan hayatı boyunca kaç defa kendini yalnız hisseder? Birden fazla olduğu aşikardır. Hele ki bu, ergenlik zamanlarında had safhadadır. Küçüklüğümüzden bu yana bu ana bize şunu öğrettiler yada şöyle diyeyim: Kimsenin ilk nasihati bize "Sev bu hayatı, sev, sevil..." olmadı. Nedendir acaba? Sevgisizlik insanı daha güçlü yaptığı için mi? Sevgi, insanı daha güçsüz yaptığı için mi?  Düşünüldüğünde iki sorunun ortak iki noktası var: İnsan ve "daha" sını istemek. "Daha" sına kavuşunca çok "daha" iyi, mutlu güçlü vs. olacağını sanmak. Sanmak diyorum çünkü insanoğlunun bu kısır döngüsü bir türlü bitmiyor.          Milyon yıl öncesinden bu yana insanlar, birbirlerini, çok sevdiği için yada çok sevildiği için cezalandırılmıştır. Bir başka açıdan baktığımızda cezalandırmışlardır da. Çünkü "çok sevmenin" nehirde delikli bir botla ilerlemek olduğu düşünülmüştür. Rahattır ama çok tehlikelidir, ilerl...